Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Tarım ve Orman Bakanlığı olarak ortaya konulan iradenin temelinde, birlikte yapma, birlikte çalışma ve birlikte üretim yatmaktadır diyerek, “Artık yeni bir yüzyıla adım atmak üzereyiz. Bu yüzyılın ismi “Türkiye yüzyılı”. Burada tarımsız ve ormansız bir yüzyılı düşünmek mümkün değil. Bundan ötürü da tarım ve ormanın tartıda olacağı bir yüzyılı inşallah gelecek yıldan itibaren idrak ediyor olacağız. Tarım Türkiye yüzyılının en güçlü ayaklarından birisi olmak zorunda ise o vakit bizim buna ait ana çizgileri belirtmemiz gerekmektedir. Bizim kendi kültürümü, kendi tarihimiz ve oradan süregelen bir kadro kıymetlerimiz var. Bu kıymetlerimizin yeni yüzyılda nasıl şekillenmesi gerektiği konusunda kesinlikle bizim de bir çalışma yapmamız gerekiyor. Bakanlık olarak vazifeye geldiğimiz gün bu çalışmayı başlattık. Tıpkı pandemiden sonra yeni olağandan nasıl bahsediyorsak Türkiye yüzyılı için de bizim yeni bir şeyler söylememiz gerektiği açıktır” tabirlerini kullandı.
“TARIM ULUSAL GÜVENLİK SIKINTISI HALİNE GELDİ”
Tarımın, pandemiden sonra uzun müddet stratejik bir bölüm olarak algılanmadığını belirten Kirişci, “Uzun bir devir ülkemizde ve dünya genelinde güya tarım kesimi gelir getiren ve beşerler için stratejik olan bir kesim değilmiş üzere algılandı. Bundan ötürü da tarım topraklarımız, suyumuz ve başka girdilerimiz konusunda hoyratça davrandığımızı söylememiz çok abartı olmaz. Açıkçası tarım adeta bir ulusal güvenlik sorunu haline gelmiş ve stratejik eserler vazgeçilmez olarak tabir edilmeye başlanmıştır. İnsanların üç temel gereksinimi olan beslenme, barınma ve giyinme. Tarım da aslından bunların her üçünü karşılayan bir dal. Unutmayalım ki biz millet olarak kıl çadırlardan geldik. Bu sebeple tarımı Türkiye yüzyılının kilit taşlarından birisi olarak değerlendiriyoruz” halinde konuştu.
“ÇIKAN KANUNLAR BİZE YOL GÖSTERİCİ OLDU”
Hukuk devletinde mevzuat kıymetli olduğunu aktaran Bakan Kirişci, “Biz iktidara gelene kadar bizden evvel bir hükümet yoktu diyemeyiz elbette. Kim hangi katkıyı sağladıysa buna da müteşekkiriz ancak düşünün ki tarım ülkesi olarak bilinen bir ülkenin tarım kanunu yoktu, ıslahçı hakları kanunu yoktu, tohumculuk kanunu yoktu, lisanslı depoculuk kanunu yoktu. Toprak muhafaza ve arazi kullanım kanunu yoktu. Bunun üzere 10’un üzerinde temel ve vazgeçilmez kanunlar bu devirde çıktı ve bize yol gösterici oldu. Bugün şayet bir tarım kanunu varsa ve bu kanununda desteklemenin nasıl yapılacağı tanımlanmışsa bu kıymetlidir. Biz bu kanunla yol yürüyoruz” dedi.
ÜRETİCİLERİ TEBRİK ETTİ
Türkiye’de son periyotta yaşanan nüfus artışına yönelik açıklamalarda bulunan Bakan Kirişci, “2002 yılından bugüne Türkiye nüfusunun üzerine 20 milyon nüfus ekledi. Bunu kimse konuşmuyor. Türkiye tarımda öncü olarak gösterilen bir ülkenin nüfusunun 1.2 katı neredeyse büyüklükte bir nüfusu son 20 yılda kendi nüfusuna eklemlenmiş durumda. Bu ülkeye gelen konuklarımızın turistlerin sayısı da 2002’de 15 milyon iken bugün 52 milyonlara dayandı. Elde etmiş olduğumuz turizm gelirleri elbette var lakin bu turistlere bu ülkenin üreticilerinin ürettiklerini ikram ettiğimizi de herkesin bilmesi lazım. Yani 85 milyonun yanı sıra bir de bu ülkeye gelen turistleri ve ülkeyi inançlı liman olarak görüp sığınan 5 milyona yakın sığınmacıyı da doyuran bir üretici var. Ben bunlara her daim eli öpülesi üreticiler diyorum” diye konuştu.
“BU YI Kİ İHRACAT BEKLENTİMİZ 30 MİLYAR DOLAR”
2002 yılında 3.8 milyar dolarlık bir ihracatın olduğunu belirten Kirişci, “Bu ihracatımız 2021 yılı itibariyle 25 milyar dolara geldi. Bu yıl ki beklentimiz 30 milyar . 2023 Cumhuriyetimizin 100. Yılında inşallah 2002 deki tüm Türkiye ihracatına muadil tarım eserleri ihracatı gerçekleşmiş olacak. Biz refahtan kaynaklı olarak gereksinimlerimizin ve eser çeşitliliğinin arttığını da bunun üzerine ekleme dediğimizde nitekim son 20 yılda çıkarılan bu kanunların verilen takviyelerin Cumhurbaşkanımızın tarım dalına atfetmiş olduğu kıymetin çok kıymetli olduğunu ve bunun bir sonucu olduğunu hepimizin kabul etmesi lazım” biçiminde konuştu.
“BULUNURLUK KONUSUNDA EN UFAK BİR SORUN YOK”
Türkiye’deki tüketicinin eser bulma konusunda bir sorun yaşamadığını aktaran Kirişci, “Düşünün ülkenin ismi Almanya, ülkenin ismi Hollanda, ülkenin ismi İtalya, ülkenin ismi İngiltere raflarda olmayan eserler var ve bu eserlerin eksikliklerinden şikâyetçi olan tüketici var. Lakin hamdolsun Türkiye’de bu eserlerle ilgili en ufak bir eksiklik yok. Bulunmayan eser en kıymetli eserdir. Evet bir enflasyon, sorunumuz var. Evet, bu enflasyonla ilgili bu ayki enflasyon sayılarından hareketle aşağı yanlışsız düşüş var fakat sonuç itibariyle bu ülkede üretim var. Bu ülkede istihdam var, İHRACAT var ve bulunurluk konusunda en ufak bir sorun yok. Bu mevzuları tekrar belirttiğim üzere, bu ülkenin üreticisinin bir başarısı akıl ve alın terinin bir eseri olarak tabir etmemizde fayda var” dedi.
“BİTKİSEL ÜRETİMDE TÜM VAKİTLERİN REKORUNU KIRACAĞIZ”
Bitkisel üretim konusunda rekor seviyeyi ulaşılmasının hedeflendiğini belirten Kirişci, “Tabii ki 98 milyon ton olan üretimimiz 117 milyon tona çıkmıştı. Kuraklığa karşın 2021 yılında ve bu yıl tüm vakitlerin inşallah rekorunu kıracağız diyoruz. 127 milyon tonu bitkisel üretimde göreceğiz. Hayvansal üretimde de birebir biçimde büyük başta küçükbaşta ve öteki hayvancılıkla ilgili faaliyetlerimizde de emsal bir halde artışların olduğunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz” sözlerini kullandı.
“TARIMI ANLATMA KONUSUNDA EKSİĞİMİZ VAR”
Tarımı tanıtma ve anlatma konusunda eksiliklerin olduğunu aktaran Kirişci, “Bizim bir tanıtım ve anlatım eksikliğimiz var. Biz kimseye bunlar bizi anlamıyorlar demeyelim. Anlatamadığımızı ve bu hususta kâfi olmadığımızı kabul ederek daha güzelini nasıl yapmamız gerektiğini daima birlikte tartışalım. İşe ana sınıfına giden çocuklardan başlayalım. Ana sınıfındaki çocuklardan başlayarak tohum, tohumculuk un ne olduğunu hibritin olduğunu tohumun yahut bir kalıntının ne olduğunu bunları bir anlatalım. Bizim maalesef tarımı bilip yazan az sayıda bizim tarım okuryazarımız var. Bundan ötürü bizim sorumluluğumuzun bir ölçü daha fazla olduğu. Bu çerçevede de okul çocuklarından başlayarak toplumun bütün kesitlerini bilgilendirmenin uğraşı içerisinde olalım. Bakanlık olarak biz kendi bunlara yer vermek ismine Tarım Orman Gençlik Kurulu’nu kuracağız inşallah bunun çalışmaları süratle devam ediyor. Buralara müracaat süreçlerini başlattık ve buralara yapılan bu müracaatları değerlendirdikten sonra bu kurulun oluşumu konusu gündeme gelecek ve ben buralardan da çok istifade edeceğimizi düşünüyorum. Türkiye’nin yaş ortalaması 33. Teknofest neslinin ürettiği eserlerle iftihar eden bir Türkiye’nin tarım alanında da kendi Teknofest nesli üzere Bir jenerasyonu kesinlikle ortaya çıkarması ve bunların alın ve akıl terinden istifade etmesi bizim olmazsa olmazımız olmalıdır” dedi.
Kirişci, “Bildiğiniz üzere Ulusal Eğitim bakanlığımızla birlikte biz 2 bin köy ömür merkezinin açılışını gerçekleştirdik. Lakin bu yetmez inşallah tüm Türkiye’de o şu yahut bu sahibinde kapanmış olan okulların köylerdeki okulların tekrar açılması ve buraların yalnızca ulusal eğitimin kendi eğitim faaliyetleriyle ilgili değil, birebir vakitte ziraî yayım içinde ziraî faaliyetlerimiz için de birer üs olarak kullanılması gerektiğini bilhassa belirtmek istiyorum” diye konuştu.
“HER SÜREÇTEN SORUMLUYUZ”
Bizler bu ziraî faaliyetlerle ilgili tohumdan eserin tüketiciye ulaştığı ana kadar her süreçten sorumluyuz. Bakanlık olarak nitekim çok geniş yetkililerimiz lakin bu yetkililerimizden kaynaklı olarak da sorumluluklarımız var. Biz doğal olarak bu sürecin üreticinin rahatlaması ismine bir kadro adımlar atmamız gerektiğini gördük. Çiftçi kayıt sistemini e devlete başlangıç içinde olsa taşıyarak bir kıymetli adımı attığımızı düşünüyorum. Bu adımımız da üreticilerimiz iki haftayı alan uğraşlarla mücadele etmek yerine artık traktörünün üzerinde, ahırda hayvanının yanındayken bile e-devlete girişinin imkânsız olmadığını, bunun mümkün olduğunu gösterdik ve bu yolla da üreticilerimizi iki dakikalık bir müddette e-devlet üzerinden süreç yapma ve buradaki faaliyetleri bu halde sürdürme imkânını onlara sağlamış olduk” tabirlerini kullandı.
“TARIM CEBİMDE” TAŞINABİLİR UYGULAMASI
Bakan Kirişci, “Tarım cebimde isminde bir uygulamayı geliştirdiklerini belirterek, “Mobil uygulamamızda bizim tarımla ilgili bütün faaliyetlerimiz görünecek. Böylelikle eksiklik olduğunun düşünülmesinin önüne geçilecek” sözlerini kullandı.
Kirişci, mülkiyet hakkıyla kullanım hakkını birbirinden ayıran bir düzenlemeye gidildiğini belirterek, “Biliyorsunuz, şu anda desteklemelerden Çiftçi Kayıt Sistemi, temel alınıyor. Bitkisel üretim için biz Çiftçi Kayır Sistemi’nin dışında bakanlığın başka kayıtları da temel alınır halinde düzenleyerek burada da yeniden üreticilerimizi rahatlatacak kız bir öteki uygulamamız, üretici, kontratlı üretime karşın şayet gelirini garanti altına alınsın, geliriyle ilgili bir telaş taşımak istemediğini beyan ediyorsa, bunun gereği olarak da. Bir gelir müdafaa poliçesini de inşallah 2023’ten itibaren tüm Türkiye’de devreye koyacağız. Şu anda hali hazırda Konya’nın bütün ilçelerinde evvel başlangıç için üç ilçesinde uygulanmaya başlandı artık de tüm ilçelerinde uygulanan bir uygulama haline geldi. Bunların olağan ki mevzuatla ilgili olan kısımları elbette bakanlık olarak artık yeni sistemde bizim vazife alanımızda değil. Burada milletvekillerimiz var, kurul liderimiz var. O meclisimizin işi meclisimizin tensip yerine bunu arz edeceğiz ve meclisimiz ben eminim bu bizim isteklerimizi ve isteklerimizi, milletimizin, üreticimizin sesi olarak dikkate alınıp buna uygun bir mevzuat çalışmasını inşallah ülkemize kazandırırlar” formunda konuştu.
ÜRETİCİYE SU TÜKETİMİ UYARISI
Kirişci, üreticilerden, eser yetiştirilirken suya daha az muhtaçlık duyulan çeşitlerin tercih edilmesini isteyerek, “Buradan siz pahalı tohumcu kardeşlerime seslenmek istiyorum ıslahla ilgili çalışan kardeşlerime seslenmek istiyorum lütfen ve lütfen, biz çeşit yerleştirirken suya daha az suya gereksinim duyan, kuraklığa güçlü çeşitler üzerinde daha fazla mesai harcayalım. Zira Türkiye şu anda kişi başı bin 323 metre küp su ile dünyada su kısıtı altında yaşayan ülkeler kategorisinde. Nüfusumuz daha da artarsa doğaldır ki artık bu bin ila bin 700 metreküp ortasındaki suyun altına da inmiş olacağız ve biz burada. Bu. O düzeyin altına düşmeden kimi önlemleri almamız gerekiyor. Bu önlemleri de kısa vakitte inşallah alalım” dedi.
Kirişci şöyle devam etti: “Biliyoruz ziraî sulamada aslan hissesini ziraî sulama alıyor ancak içme suyu ve endüstriyel kullanımı için de su tüketimini çok dikkat etmemiz gerektiğini, onun da altını çizmek istiyorum. Doğal ki Türkiye. Örneğin 2002’de yüzde 20 olan savunma sanayi konusundaki yerlilik ve ulusallık oranının nasıl yüzde 20’lerden yüzde 80’lere çıkardıysa biz de bilhassa yerlilik konusunda tohumculukta elde ettiğimiz muvaffakiyetle her vesileyle lisana getiriyoruz. Daha fazlasını yapabilir miyiz? Evet, yapabiliriz zira sizin üzere çalışkan işinin tabir yerindeyse takipçisi olan üreticilerimiz var. Biz sizlere güveniyoruz. Ve bu bunları da dikkate alarak daha fazla yerlileştirme ve daha fazla da ulusallaştırma konusundaki desteklerimizle inşallah devam edecektir. Bu çalışmaları bir gün dahi geciktirilmeden tıpkı bizim Türkiye yüzyılı müziğinde olduğu üzere yarın değil çabucak artık diyorum”
Programa, Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci, Antalya Vali Yardımcısı Aydın Abak, 27. Devir Tarım, Orman ve Köyişleri Kurulu Lideri Prof. Dr. Yunus Kılıç, Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Nihat Pakdil, Tohum Yöneticileri Alt Birliği İdare Konseyi Lideri, Hacı Ömer Güler, milletvekilleri, Antalya Bölge Adliye Kurulu Lideri Ali Nevzat Açıkgöz, Toprak Mahsülleri Ofisi Genel Müdürü Ahmet Güldal, tarım İşletmeleri Genel Müdürü Dr. Hasan Gezginç, Antakya AK Parti Vilayet Lideri İbrahim Ethem Taş, MHP Antalya Vilayet Lideri, Hilmi Dingin ve Türkiye Tohumcular Birliği Savaş Akcan katıldı.