Dünyada kullanımı onaylanan ilk koronavirüs aşısını geliştiren BioNTech’in kurucuları Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin, halen etkisini sürdüren virüs hakkında yeni bir açıklama yaptı. COVID-19’a ne olacağı ve ne zaman biteceği sorusuna yanıt veren ikiliden Özlem Türeci, bunun zor bir soru olduğunu söyleyerek virüsün aşıya nasıl tepki verdiği hakkında her gün yeni bir şey öğrendiklerini ifade etti. Salgının ne zaman sona ereceğini söylemek için de bu bilgiye ihtiyaç durduklarını ekledi.
Türeci, gidişat için “Şimdiden kesin olarak söyleyebileceğimiz şey, yavaş yavaş yeni bir normalliğin yereştiğidir.” diyerek bunu şimdiden hissedebildiğimizi söyledi. Virüsle nasıl başa çıkabileceğimizi de öğreniyor olduğumuzu aktardı. Ancak Türeci, daha önce pek çok uzman tarafından yapılan açıklamalara benzer bir şekilde virüsün tamamen ortadan kalkmayacağını şu şekilde anlattı:
Virüs, grip virüsü haline dönüşecek:
“Nüfusun büyük bir kısmı bağışık olduğu için daha özgürce hareket edebileceğimiz bir normallik olacak. Elbette birkaç yıl daha virüsle uğraşacağız. Yıllar geçtikçe virüs, nüfusun bazı gruplarının her yıl veya iki yılda bir aşılandığı grip virüsü statüsünü kazanacaktır. Koronavirüs daha yönetilebilir bir virüs olacak.”
Varyant aşıları test ediliyor:
Diğer COVID-19 mutasyonlarına karşı yeni nesil aşı üzerinde çalışıp çalışmadıkları sorusunu cevaplayan Prof. Dr. Uğur Şahin, şu anda nispeten küçük bir gönüllü grubunda varyant aşıları test ettiklerini açıkladı. Güney Afrika beta varyantı üzerine bir çalışmanın neredeyse tamamlandığını, delta varyantı üzerinde veri toplamak için devam eden bir çalışmanın da olduğunu duyurdu.
Henüz mevcut aşıyı değiştirmeye gerek yok:
“Şu anda mevcut aşıyı değiştirmeye gerek yok. Ancak yeni varyant aşılar üretebileceğimizi ve halihazırda kullandığımız aşılar kadar güvenli olduklarını göstermek için klinik olarak test edebildiğimizi göstermek istiyoruz. Önümüzdeki birkaç yıl içinde bir varyant ortaya çıkarsa ve aşının uyarlanması gerekiyorsa, bunu çok hızlı bir şekilde yapabileceğiz çünkü gerekli prosedürü zaten oluşturmuş olacağız. Bu sayede, çok sakin bir şekilde, aşının her iki yılda bir yeni virüs mutasyonlarına adapte edilmesi gerekebileceği gerçeğine hazırlanabileceğiz.”